30 Ekim 2013 Çarşamba

ama ümit ediyorum



merhaba Türkiye adult severler. bugün sizlere porno izleyen insanlardan bahsedicem bir adam sebep porno izlemektedir. bu tur videolar internetin var olmasıyla oluşuk bir sektördür. İnsanlar yanlız eşhas ve bir aşırı ayvaz ve karı pornografi fantezisi vardır. o insanlar pornografi seyrederken ne hisseder kendini pornodaki erkeğin yerine yakınmak yada kaşık düşmanı ise tat ahzetmek için kadının alegori dokunmak istemektedir. çoğu kişi boşalıp tatmin olmak için ve eğlence kazanmak için bu yola başvurmaktadır. bir kötü benibeşer mütenevvi Porno izle fantezilerinden hoşlanmaktadır. paradigma görmek gerekirse bazıları sarışın porno sevmektedir. sarışın hatunlar hoşuna gider ve o dolaşma pornolar izleyerek kendini doyum yazar hayal ederek gevşemek istemektedir. türkler genelde pek bi grup farketmez zira küresel sitelerde bir şu denli fantezi görmektesiniz. türkiye pornografi sektöründe pek gelişemiyor. erkin olsa türk pornografi ajansları açılıp il ekonomisi ilerler ama türkiyede bu dolaşma şeyler yok hür olmasını temmeni ediyoruz. bigâne porno izlemekten bıkmış durumdayız. bir bir hayli türk halkıda bunu beklemektedir. ilerde öyle bir madde olursa ne site olursa heybetli bi tıkır kaldırır. çünkü bu tur şeyleri fena seviyoruz. porno bitmez bitiremezler. şayet kapatılırsa herkes bizi siker :) kapanmamasını temmeni ediyoruz. ve abazaların tenhalaşmak için. pornografi izlemesini istiyoruz. Sarışın porno seven eş melez kul sarışın hanım seven birisi olarak gani hoşuma gitmektedir. Bizlerde bir devir sarışınla yan yana olabilmeyi rüya ediyoruz. hiç sarışınla yanında olmadım ama ümit ediyorum :)Porno izle türkiyede sex kötü geri plandaydı ama daha çok bati ağır dinç gızlarımız icap içtimai medyada olsun icap gerçek ayrıca olsun sexi sevdiklerini görüyoruz. fakat cesaretlerinde dert olduğunu görüyorum. bunuda giderek yenicekler bir Porno seyret avrupa sex kültürüne mevla olacağız arkadaşlar.. kızlar duygusaldır. şerbeti zabza gereğince atfetmek gerekiyor..

25 Ekim 2013 Cuma

bir şey yapmanıza



her geçen gün yayılan porno hastalığı kesinlikle Porno izle mek isteyenlerin bileceği seveceği işler ile gündeme hep gelmiştir.KEsinlikle reklamsız zamansız üyeliksiz film izemek isteyenlerin tek adresi olacağına eminiz.Filmler kesinlikle uzun ve çok güzel.Yapmanız gereken siteye girip izlemek başka bir şey yapmanıza lüzum yok anlayacağınız.Porno izle

5 Ekim 2013 Cumartesi

sahne bittiğinde Natalie



Vuyuklaki 400 bin TL eder mi?
Akabinde Fransız mürebbiye karakterine biçilen rol cihetiyle ve Türk-Fransız ilişkileri de göz uğrunda bulundurulunca film sansüre uğradı. Buna analog ancak hadise Aliki Vuyuklaki için de gerçekleşmişti. 400 bin TL yatırım yapılan güzel oyuncunun aynı zamanda Türk-Yunan ilişkilerine de katkı sağlaması bekleniyordu, tam da Agah Özgüç’ün kelimelerini almak gerekirse: “Sonuç fos çıktı.” Hatta Özgüç konu ile ilgili “Aliki Vuyuklaki İçin Ne Diyorlar” antetli ancak alfabe bile kaleme almıştı.
“Mürebbiye”ye dönecek olursak filmde Fransız Anjel (Madam Kalitea) zerrin egeliler
Paris’ten sevgilisiyle İstanbul’a gelir ve kaldığı otelde ancak gençle sevişir. Sevgilisine yakalanır, otelden kovulur ve mürebbiye namına girdiği evde herkesin aklını alır ve ahval gelişir.
Fehim’in gene 1919 yapımı olan ikinci filmi “Binnaz” aynı zamanda tarihsel ancak filmdir. Lale Devri döneminin meşhur güzellerinden Binnaz’ı ve onun için yarışan erkekleri anlatır Fehim. Bu filmde Binnaz rolünde Matmazel Blanche oynuyordu.
Cumhuriyetin ilanından önce bu tarzda çekilen ahir film Muhsin Ertuğrul’un da Türkiye’de çektiği evvel filmiydi: “İstanbul’da Ancak Facia-i Aşk” Bu filmin güzeli ise Anna Mariyeviç’ti.
Derken 1923’e geldik ve cumhuriyet ilan edildi. Türk kadın oyuncular beyazperdede gözükmeye başladı amma bununla bu arada ortak yapımlar da çekilmeye başlandı. Dolayısıyla bigâne uyruklu kadınların Türk sinemasında kendine yer bulma hali ancak anda sona ermedi ve hatta aslında 2000'lere kadar da devam etti.
Ortak yapımlara dönecek olursak Türkiye dışından film çekmek için gelen evvel kadın oyuncu Mısırlı şarkıcı Azize Emir oldu. Azize Emir aynı zamanda evvel sesli Türk filmi olan, Türk, Yunan, Mısır ortak yapımı “İstanbul Sokaklarında” da oynadı.Erotik Film

1961’e kadar geçen dönemde birçok isim birçok film yapıldı. Kısa etekler, yırtmaçlar, dönemine göre cüretkar sevişme sahneleri derken sıra “İstanbul’da Aşk Başkadır”a geldi…
Cüretkarlığın yeni boyutu: Dali
Yunan güzel Giselle Dali ya da Gisela Dali Fikret Hakan’la çektiği bu film ile ancak devri başlattı. Cüretkat sevişme sahnelerinin yerini çırılçıplak Dali’nin sevişme sahneleri aldı. Bu kadar eski tarihlerden bahsediyoruz amma Dali iki yıl önce 2010’da hayata veda etmiş ve işin ilginç yanı 1976-2004 arasında hiç ancak filmde yer almayan oyuncu 2004’te “Testosteroni” adlı filmde (sanırım huylu huyundan vazgeçmiyor) rol almış. Filmde 20 yaşındaki Peter terkedilmiş ancak adaya düşüyor ve Dali de yaşına bakmaksızın çocuğu cinsel namına taciz ediyor. Klasik ancak erkek fantazisi de kabusa dönüşüyor.
Dali’nin açtığı yoldan yürüyen isimler arasında İsveçli Eva Abrahamson var. Kendisi Halit Refiğ ile birlikte oluyor ve ayrılınca kariyerine Eva Bender namına devam ediyor. Ancak de adından söz ettiren Romina Terry var. “Dali gibisi gelmedi” diyenlerin nefesini ise Sonia Viviani kesmiştir.

Türkan Şoray Kanunları başlar
Viviani’nin “Teşekkür Ederim Büyükanne” filmindeki rolü için aslında Türkan Şoray düşünülmüş fakat Şoray soyunmayı reddedince rol İtalyan güzele kalır. Böylelikle Türk sineması Şoray Kanunlarına Giriş 101 dersinden girdiği sınavı veremez. Tabii Viviani’nin bu rolü kabul etmesi ona aynı zamanda Osman Seden’in “Delicesine” filmindeki rolü de getirir. Dört serserinin kaçırıp ancak eve kapatarak sürekli tecavüz ettiği genç kızın hikayesi. Viviani bu filmde sürekli çıplaktır ve muhtemelen akıllara kazınmasında bu durumun büyük etkisi vardır.
Ve geldik 1990’lara
Bizim kuşak bu tarz filmleri bıyık altından gülerek izlemiştir, 1990’lardaki ve hatta 2000’lerdeki cinsellik anlayışının cesur ancak şekilde sinemaya aktarılmasının yanında bunlar “masumane” kalıyordu. Bu arada Türk sinemasında Türkiyeli oyuncuları da böyle rollerde görmeye başlamıştık. Hatta konus kamera karşısında cesur ancak şekilde soyunmak ya da cinsel yönelim özgürlüğü olunca “Berlin in Berlin”, “Düş Gezginleri”, “Lola ve Bilidikid” gibi filmlerle başlayan uzun ancak liste sayabiliriz.
Türk sinemasındaki cüretkar bigâne oyunculara dönecek olursak daha düzgün fizikli, “film artisti gibi” kadın oyuncuları görüyoruz. 1995’te Sinan Çetin “Bay E”yi çektiğinde birçok insan o meşhur sevişme sahnesini uzun süre hafızasından silememişti. Ve hatta ancak tevatüre göre o sahne bittiğinde Natalie Heroux ile Mehmet Ali Erbil sevişmelerini sonlandırmadığı için Heroux’un nişanlısı seti terketmişti.
“Bay E”yi Ali Özgentürk’ün “Mektup” filminde Jessica Campbell; Mustafa Altıoklar’ın “İstanbul Kanatlarımın Altında” filminde Beatriz Rico; Tunç Başaran’ın “Sen de Gitme” filmi ile Olivia Bonamy takip etmiştir. Listeye devam etmeden önce Bonamy’de durmak istiyorum. Zamanında “Sen de gitme Triyandfilis” adı ile izlediğim bu filmde Bonamy’nin oyunculuğu gerçekten çok başarılıydı. Şu ana kadar zikrettiğimiz isimlerin oyunculuk kariyeri çok uzun sürmemiş olsa da Bonamy, Audrey Tautou, Vincent Cassel gibi oyuncular veClaude Lelouch gibi ancak yönetmenle de çalışmış. Bu arada “Sen De Gitme” Ruhi Sarı’nın sinemaya geçiş filmidir ve Sarı’nın oyunculuğu da ancak o kadar başarılıdır.
Ardından Atıf Yılmaz’ın “Nihavend Mucize” filminde Sabina Sanzio; Ferzan Özpetek’in “Hamam” filminde Francesca d’Aloja rol almıştır. d’Aloja da Asia Argento’nun yazıp yönettiği ve başrolünde oynadığı “Scarlet Diva“da rol almıştı aynı zamanda. Gene Ferzan Özpetek’in “Harem Suare” filminde oynayan Maria Gillain de “Coco Before Chanel” filminde oynamıştır.
Şimdi ise Katerina Moutsatsou ile tanışın. Onu evvel “Yılan Hikayesi” adlı dizide tanıdık. Akabinde Biket İlhan’ın “Kayıkçı” filmi ile şu anki yazıya konu oldu. Fakat Türk halkının gönlünü kazanmış olsa gerek ki, kendisini daha sonra “Yabancı Damat” dizisi ve “Takım: Vatan Sana Canım Feda” filmlerinde de gördük. Fakat Kaliforniya doğumlu oyuncunun hayran kitlesi “The Hangover” filminde rol almasıyla muhtemelen daha da genişlemiştir.
Son iki örneğimiz de Ali Özgentürk’ün “Balalayka” filminde rol alan Yekaterina Rednikova ve Zeki Alasya’nın yönettiği “Rus Gelin” filminin güzel oyuncusu Tatsyana Tsikeviç.
2000'li yıllardaki Türk sinemasına baktığımızda bigâne oyuncu kullanımının gittikçe azaldığını görüyoruz. Hatta en ahir bigâne oyuncu namına Özcan Alper’in “Sonbahar” filminde Megi Kobaladze’yi görüyoruz amma Kobaladze bu yazıya konu olabilecek ancak kategoride bulunmuyor.